Seyyid KUTUP diyor ki;
benim kusurum İslami hareketi MEDİNE döneminden başlatmak. Hizmeti, MEKKE döneminden başlatmak lazımmış.
Bediüzzaman Said Nursi hizmetini Mekke döneminden başlatmış.
Ali UÇAR,
8.11.1997’de Almanya’daki sohbetinde Ürdün’ün Amman şehrinde gerçekleştirilen, BEDİÜZZAMAN Sempozyumundaki intibalarından birini şöyle anlatmış:
1-Baktım, bir beyefendi bizi son derece dikkatle takip ediyor. “Nerelisiniz?” diye sordum. Lübnanlıydı.
Adı Hüssam’dı. Bediüzzaman hazretlerini tanıyor musunuz? dedim.
Birdenbire Hüssam konuşmaya başladı; Mazide yaşamış çok İslam âlimleri var. Günümüzde de var. Ama Bediüzzaman hazretlerini onlardan ayıran çok farklılıklar vardır.
Mesela, onlardan birini söyleyebilir misiniz? dedim.
Derhal cevap verdi:
Bediüzzaman Said Nursi,
SABRIN mürebbisiydi.
Ve birden ayağa kalktı;
Ey Risale-i Nur talebeleri!
Neden bilad-ı İslam’da (İslam beldelerinde) gözükmüyor ve ümmet-i merhumeyi neden kucaklamıyorsunuz? dedi…
2-Ezher Üniversitesi Arapça dili ve edebiyatı dekanı Saad Zalam..
Dedi ki;
Sadece Kral Faruk döneminde İhvan-ı Müslimin bir milyon evladını kaybetti.
3- FAS’lı Prof. Mustafa Dil Hamza dedi:
siz, anadili Arapça olan bizim insanımıza muhatap olmakta geç kaldınız.
Mahşerde, hesap kitap devranında Cezayir’de dökülen kanların (300.000 şehit) faturası size çıkabilir.
Orhan Kemal Sofuoğlu
(alıntı)