Alman Hanımın Müslüman Oluşu

*BİR HATIRA: *

RAHMETLİ Ali ULVİ KURUCU diyor ki, ALMANYA’NIN KÖLN ŞEHRİNDE YAŞAYAN
AYHAN İSİMLİ BİR TÜRK doktorla tanışmıştık.

DOKTOR VE ALMAN OLAN EŞİ hacca gelmişti.
ONLARIN DİNDARLIĞI HOŞUMA gitmişti.
BU ALMAN HANIMIN nasıl MÜSLÜMAN OLDU? diye sordum.

DOKTOR DEDİ Kİ: *”BEN ONU DEĞİL, O BENİ MÜSLÜMAN yaptı.”*
Hayret ettim, anlatayım dedi ve başladı anlatmaya.

EŞİM ALMAN ’DIR. KENDİSİYLE EVLENİRKEN benim dinimi kabul etmesini istedim. Birbirimizi seviyorduk ve şartımı kabul etti, evlendik.
Aylar geçti ve kendisine sözünü hatırlattım. *Aramızda şöyle bir konuşma geçti:*

-“HANIM HANİ BANA SÖZ VERMİŞTİN, dinime geçecektin,müslüman olacaktın!”

*-“OLUR DİNİNE GİREYİM doktor ama ben senin dininin ne olduğunu anlayamadım ki…

BEN HAFTADA BİR KİLİSEYE GİDİYORUM,
SEN NE KİLİSEYE NE HAVRAYA ne de CAMİYE GİDİYORSUN!

SENİN DİNİ NEDİR? Ben senin dinini anlayamadım…”*
🛤️
EŞİMİN BU SÖZÜ BENİ derinden yaraladı. Kalbimden vurulmuşa döndüm. Ömrümü gözden geçirdim.
*-“YAHU BEN ne olmuşum! MÜSLÜMANIM AMA DİNİMİ BİLMİYORUM !…”*
SERSEMLİĞİMİ ANLADIM.

HEMEN BABAMA MEKTUP YAZIP dini kitaplar istedim. Bana gönderilen kitaplardan biri de Ali Kemâl Belviranlı Bey”in *“İslam Prensipleri”* isimli kitabıydı. Orada size ait bir şiir vardı ki o şiir benim ruhumun avizesi olmuştur:

*“İMANLA GEÇEN HER gece gündüz gibi aydın,*
*BİR TAZE BAHAR alemi her ânı hayatın;*
*ALLAH’A DAYAN, GÂYENE tevfikini versin,*
*KUR’AN’A SARILMAZSAN EĞER YE’SE (Ümitsizliğe)düşersin…”*

NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, HELAL-HARAM NEDİR, müslüman nasıl yaşar öğrendim.
İçkiyi kumarı bıraktım, fenalıklardan sıyrıldım.

HAYATIM FARKLI BİR HAYAT oldu. Dostlarım değişti. Bir zaman sonra hanım dedi ki: *”AYHAN, ŞİMDİDEN SONRA ARTIK GEL, benim dinime gir diyebilirsin…
SENİN HAYATIN DEĞİŞTİ, NURLANDI, HUYUN güzelleşti.
BEN DE ARTIK SENİN dinine gireceğim.”*
İÇKİDEN KUMARDAN, İSRAFTAN kurtulduk.
Evimiz bereket doldu.

YAŞLI KAYINVALİDEM VARDI, dedi ki:
*”ÇOCUKLAR, NUR OLDUNUZ siz yâhu! Ee benim günahım ne! Bana da öğretin!”*
Ona da KELİME-İ ŞEHADETİ ÖĞRETTİK. O günlerde hasta oldu. Son günleriymiş. Dedi ki:
*”ÇOCUKLAR BEN YOLCUYUM, perişan bir halde ALLAH’IN ’ın huzuruna varıyorum.

BANA: KULUM NASIL geldin? derse, ben de: KİTABINLA GELDİM DİYEYİM. KUR’AN-I KERİM’İ GÖĞSÜME koyun.”* dedi.

KUR’AN-I KERİM göğsünde iken KELİME-İ ŞEHADET getirerek rahmetli oldu.
*
(Ali ULVİ KURUCU, HATIRALAR, 4.
c)*
İKTİBAS

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close